azadlig radiosu




GunAzTv nin haberlerin burdan elde edinin.

Tel:0017732447102,0017733880100,0017735090820,0017735090870,0017735090840,0017734784133

11 Şubat 2009 Çarşamba

ABD Neden PJAK’ı Terör Listesine Aldı?

ABD Neden PJAK’ı Terör Listesine Aldı?
Arif KESKİN


Yazdır Yönlendir Yorum Yaz 984 kez okundu



PJAK’ın ABD tarafından terör listesine alınması birçok boyut içeren en önemli hadiselerden biridir. Öncelikle bu karar, ABD’nin PJAK konusunda köklü bir yaklaşım değişikliğinin göstergesidir. 2004’te PJAK’ın kurulmasından sonra PJAK ve ABD arasındaki ilişkiler konusunda çeşitli spekülasyonlar yapılmaktaydı. Birçok kişi PJAK’ın ABD tarafından kurulduğu ve askerî ve mali olarak finanse edildiğini iddia etmekteydi. ABD ise bu iddiaları kabul etmemekteydi. Ancak ABD, PKK ve PJAK arasında ayrım yapmakta ve iki farklı örgüt olduğunu iddia etmekteydi. Ancak gelinen noktada ABD, PKK ve PJAK’ın iki farklı örgüt olmadığını, PJAK’ın PKK’nın organik uzantısı olduğunu gerekçe göstererek, PJAK’ı terör listesine almıştır. Bu da PJAK konusunda önemli bir yaklaşım değişikliğinin göstergesi olmuştur.

Bu kararın ilk sonucu, Washington’un, zararı faydasından fazla olan bir görüntüden kurtulmaya çalışmasıdır. PJAK’ın kuruluşundan itibaren ABD’nin belirsiz ve tartışmalı tutumu nedeni ile İran ve PKK kârlı çıkarken, ABD zarara uğramıştır. Başka bir ifadeyle, PJAK ABD için bir tuzağa dönüşmüştür. Çünkü PJAK’ın ABD tarafından desteklendiği görüntüsü, ABD’nin İran politikasını zorlaştırmış, ayrıca Türkiye-İran ve Suriye ilişkilerine önemli katkı sağlamış ve İran’a ve rejimine ciddi oyun alanı sunmuştur.

İran rejiminin PJAK’ın kurulmasıyla, ABD ve rejim karşısında ciddi bir üstünlük kazandığı ve onların oyun alanını ciddi bir şekilde daralttığı görülmektedir. PJAK’ın varlığı ABD-İran gerginliğinde, İran toprak bütünlüğü korkusunu tetiklemekte ve bu korku bir taraftan İran milliyetçiliğini körüklemekte, diğer taraftan ise İran rejimine kendi bekasını İran toprak bütünlüğünün garantisi gibi gösterme fırsatı sunmaktadır. İran’ın PJAK ile var olan çatışmayı ABD-İran çatışmasına işaret olarak göstererek, içeride güvenlik ortamı yaratarak, ülke içindeki muhalifler üzerinde bir baskı oluşturma şansını elde ettiği iddia edilmektedir. İran devleti de toplum içinde güvenlik ortamı oluşturmak, kendi Kürtlerini daha fazla baskı altına alabilmek, Irak Kürtleri üzerinde baskı aracı oluşturmak ve Türkiye toplumu içinde kamu diplomasisi olanağı bulmak amacıyla PJAK’ı abartılı göstermiştir.

Bu kararın diğer boyutu ise, PJAK’ın gerçek gücünün ABD tarafından iyi anlaşılır olmasıdır. PJAK’ın gücünün abartılmış olması ve İran rejimine alternatif şeklinde sunulması, başlı başına bir hata idi. PJAK’ın İran toplumu içindeki gücü zayıftı ve hatta İran Kürtleri içinde de gereken nüfuz ve tabana sahip değildi. PJAK nüfuz ve etkinlik alanını genişletmek istediyse de başarılı olamamıştır.

PJAK’ın terör listesine alınması, ABD’nin İran politikası açısından da bazı ipuçları verebilir. Obama’nın İran’a dönük mesajlarının iyi niyet içermekte olduğunu söyleyebiliriz. İranlı yetkililer, Obama’nın pratikte bir şey yapmasını istiyorlardı. Bunu da Obama’nın ilk somut adımı olarak yorumlayabiliriz. Bu kararın İran-ABD ilişkisi çerçevesindeki diğer anlamları önümüzdeki bir-iki yıl içinde İran’a askerî müdahale olmayacağı ve ABD’nin İran politikasında etnik grupların öneminin azaldığı, dolayısıyla bu süreçte Washington’un Fars milliyetçilere yeniden dönüşü olarak yorumlanabilir. Ayrıca ABD’nin İran planları içinde, PKK ve PJAK’ın yeri olmadığı ve PKK’nın İran’ın aleyhinde kullanılması için yaşaması gereken bir örgüt olmadığı da gözükmektedir.

PJAK’ın terör listesine alınması Obama’nın toplum diplomasisi yürütmesinin bir göstergesi olarak da okunabilir. Obama devlet başkanlığı koltuğuna oturduktan sonra yaptıklarıyla sadece devletlerin değil, toplumların da güvenini kazanmak istiyor. Bu adımla hem Türk, hem de İran toplumuna güven mesajı verme arayışı içindedir.

PJAK’ın terör listesine alınması, özellikle gerekçesinde Türk toplumunun huzuru ve güvenliğinden söz edilmesi, kararda İran’dan çok Türkiye’nin kaygılarının vurgulanması dikkat çekicidir. Bu karar, ABD açısından Türkiye’nin önemini göstermektedir. Özellikle bu kararın Davos olayından sonra gerçekleşmesi, ABD’nin Türkiye’ye ne kadar önem verdiğinin bir göstergesidir. Bu davranışı, münferit bir olay değil de, bir sistem içinde gerçekleşmiş şeklinde yorumlarsak, ABD’nin Türk toplumundaki Amerikan karşıtlığını gidermeye dönük bir zincirleme çalışmanın halkası olarak da yorumlayabiliriz. Bunun anlamı, önümüzdeki süreçte sözde Ermeni soykırımı karar tasarısı gibi Türkiye-ABD ilişkilerini zehirleyecek bazı gelişmelerin olmayacağı yönünde bir işaret olarak da görebiliriz.

PJAK’ın kurulmasının ardından ABD mi İran mı kazandı, sorusuna gelirsek, İran’ın kazandığını söyleyebiliriz. Bu süreçte İran, hem ülke içinde bunu iyi kullandı, hem de Türkiye’yi kendi yanına çekti. Türkiye de bu süreçte kazançlı çıktı. Türkiye, PKK ile mücadelede, İran ve Suriye’nin desteğini kazanmayı başardı. Bu süreçte en fazla kaybeden ise PKK oldu. PKK bölgede, İran ve Suriye gibi ülkeleri kendine düşman etti. ABD’nin PJAK’ı destekler gözükmesi, hem İran içinde hem de Türkiye’de ABD’ye bir şey kazandırmadı. Başarılı olmayacağı önceden belli olan örgütün, ilk önce silahlı faaliyetlerine ara vereceğini açıklaması ve ardından ABD tarafından terör listesine girmesi, İran’ın “güçlü olma” imajına yarar sağlamıştır. Gecikmiş bir karar olmasına rağmen, “zararın neresinden dönersen kârdır” mantığı ile kararın özellikle Türkiye-ABD ilişkilerine olumlu katkısı olacağı düşünülmektedir.

Hiç yorum yok: